Dana James, ailevi sorumluluklarını artık geride bırakıp, kendi gibi yaşayacağı bir hayata kavuşma amacıyla Los Angeles’a taşınan genç bir siyah kadın ve yazar adayıdır. Ancak yeni evine yerleşemeden kendini zamanda şiddetli bir şekilde ileri geri çekilirken bulur. Dana, ailesiyle son derece yakından bağlantılı bir yer olan 19. yüzyıldan kalma bir plantasyonda ortaya çıkar. Dana’nın geçmişinde ve bugününde ırklar arası bir romantizm yaşanır ve o sırlarla boğuşurken saat ilerler.